12 Aralık 2016 Pazartesi Paylaşımı “Etkili Öğrenme İçin Dört Öneri”
Etkili Öğrenme İçin Dört Öneri
Beynimiz hayatımız boyunca çeşit çeşit bilgiyle dolar. Beynin depoladığı her şey önemlidir çünkü bunlar, gelecekteki öğrenme durumlarıyla ilgili ipuçlarını da içlerinde barındırır. Örneğin, o kadar çok sandalye görmüşsünüzdür ki diğerlerinden çok farklı olmasa da yeni olan bir sandalyeyi hemen ayırt edebilirsiniz. Bu farkındalık sayesinde, beynimiz gün içerisinde sürekli karşılaştığımız şeyleri kaydeder ve yeni olan şeyleri de hafızamıza ekler. Sandalye örneğinde de olduğu gibi beynimiz daha önce kullanılan sandalyelerden farklı olan sandalyeyi hemen kayıt altına alır. Sıradan deneyimlerimizin tamamen dışında olan bir deneyimle; nesneyle, varlıkla karşılaştığımızda beynimizde farklı tepkimelere meydana gelir. Beyin şaşırınca şaşırdığı nesneyi, varlığı hatırlar. Bu durum, “yenilik etkisi” (novelty effect) olarak adlandırılır. Aynı zamanda, yeni şeyler hafızamızı güçlendirmeye de yardımcı olur.
Yeni bir bilgi edinmeye çalışırken genellikle daha önceden bildiklerimizi kullanmayız. Ancak yapılan çalışmalar, daha önce edinilen bilgileri düşünmenin akıllıca bir davranış olduğunu ortaya koyuyor. Eski bilgileri hatırlayıp onlarla bağlantı kurmak sadece yeni bilgileri öğrenme kolaylığı sağlamaz, aynı zamanda eski bilgileri de hatırlayarak onları tazeleme imkânı sunar. Peki, nasıl yeni bilgiler öğrenilirken eski bilgiler de göz önünde bulundurulabilir?
1.Kendinize daha önce öğrendiklerinizi hatırlatın.
Her zaman, yeni bir bilgi edinirken konuya ilişkin olarak daha önceden öğrendiklerinizi gözden geçirin. Örneğin, bir ülkenin şu anki durumuyla ilgili bir şeyler öğrenmeniz gerekiyorsa önce o ülkenin tarihsel süreciyle ilgili bildiklerinizi düşünün. Her şeyi bir anda görmeyi beklemeyin. Önce beyninizin doğrudan ilişkili olmasa da konuya ilişkin neler bildiğini bir tartın. Bilgiyi yeniden edinme kuralı, öğrenme konusunda çok faydalıdır ve hem daha önceki bilgileri hem de yeni öğrenilen bilgileri kuvvetlendirir. Doğru bilgiyi aldığınızdan tam olarak emin değilseniz ve eksik bilgileriniz olduğunu düşünüyorsanız yaptığınız araştırmalarla bu açığı kapatabilirsiniz.
2.Yenilik etkisini kullanın.
Peynirin Fransızca karşılığı olan “fromage” kelimesini öğrenmeye çalıştığınızı düşünün. Eski bilgilerinizin bu kelimeyle bağlantı kurmak için hiçbir yardımı olmayacaktır. Yine de kelimeyi hatırlamak için eski bilgilerinizi ve yenilik etkisini kullanabilirsiniz. Kelimeyi İngilizceyle bağdaştırarak düşündüğünüzde “from age”, yani “yıllanmış” olarak düşünebilirsiniz. Daha sonra da bu kelimenin üzerine mümkünse yeni öğrendiklerinizi ekleyin.
Kelimeleri hatırlamak için mekânsal tuhaf bir durum düşünüp mekânla ve bu mekân özelindeki duyularla bağlantı kurmak işe yarayabilir. Peynir örneğinde, yıllanmış, uzun süre beklemiş bir peyniri banyonuzda düşünürseniz bu peynirin yoğun bir kokusu olduğunu tahmin edebilirsiniz ve böyle bir ilişki kurabilirsiniz. Tuhaf mekânsal yerlerle duyusal ilişkilendirmeler yapma yöntemine “mekân yöntemi” (method of loci) adı veriliyor. Durum ne kadar sıra dışı olursa o kadar akılda kalıcı oluyor. Bu yöntem, Antik Yunan döneminde özellikle uzun konuşmaları akılda tutmak için kullanılmış. Günümüzde ise hafıza yarışmalarında yer alan yarışmacılar tarafından kullanılıyor.
3.Çalışılacak konuyla ilgili kaynaklar için bir genel taslak çıkarın.
Çalışmaya başlamadan önce çalışılacak kaynakları belirleyip konuya ilişkin genel bir fikir edinin. Öğreneceğiniz şeyle ilgili ön hazırlık yapmak, nasıl bir yol alacağınızı görmenizi sağlar. Örneğin, bir dil öğrenirken çalışmaya başlamadan önce kaynak kitabınızdaki bölümlere bakmanız ve bunu bir rutin haline getirmeniz izleyeceğiniz yolu görmeniz açısından çok faydalı olacaktır.
4.Acele etmeyin ve sabırlı olun.
Öğrenmek için zaman gereklidir. Bir bilginin zihinde kalıcı hâle gelmesi, zihinde yer edinmesi zaman isteyen bir eylemdir. Bu sebeple de öğrenmek ve bir bilgiyi kalıcı hâle getirmek ciddi anlamda çaba göstermeyi ve bilgiyi gün içinde, haftalarca, aylarca, sürekli tekrar yaparak pekiştirmeyi gerektirir. Bilgilerin çoğu, sürekli tekrar etme ve beynin bilgiyi bilinçsizce yavaş yavaş işlemesi sonucu edinilir. Beynin bilgiyi yavaş yavaş işleme durumu, siz dinlenirken hatta uyurken bile devam eder ve hafızanızın gelecekteki durumunu da etkiler. Çalıştıktan sonra biraz kestirmek veya ara vermek, öğrendiklerinizi daha iyi hatırlamanıza yardımcı olacaktır. Bunun aksi şekilde, son anda öğrenilmeye çalışılan bilgiler sadece kısa bir süre hatırlanabilir. Uzun vadede hiçbir anlam ifade etmeyen bu öğrenme biçimi gelecekteki öğrenme durumunuzu da olumsuz etkiler.
Kaynak: https://nbeyin.com.tr / Estragon