MENÜ

26 Ekim Pazartesi Paylaşımı “Cumhuriyet Çınarı” Mina Kaya

Cumhuriyet Çınarı

Çınar ağacı büyük gövdeli, ihtişamlı ve uzun ömürlü bir ağaçtır. Uzun ömürlü olması nedeni ile geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür. Asırları birbirine bağlar ve birlik ve beraberlik içinde yaşamayı öğretir insanlara.

Tarihe boyunca Osmanlı Devleti de bir çınar görünümünde ihtişamlı ve uzun ömürlü olmuştur. 1299 yılında Osman Gazi tarafından kurulan Osmanlı Devleti asırlarca bir çınar gibi kökleriyle güçlü bir şekilde yaşamıştır. Bir çınar ihtişamı ile nice savaşlar kazanıp nice meyveler vermiştir. Dış güçler  çınarı devirmek için birlik olarak  saldırıya geçtiler. Ne yazık ki  çınar ağacı  emin ellerde değildi, kendi içinden dış güçlere boyun eğenler vardı. Çınar ağacı artık güçsüzleşmişti, çökmek üzereydi  ve dayanacak gücü kalmamıştı. Ancak halkı ona çok bağlıydı ve yaşaması için dış güçlerle mücadele ediyordu. Fakat içlerinden bir tanesi vardı ki  o genç, sarı saçlı, mavi gözlü idealist  bir subaydı. Çınar ağacı yaşatmanın yolunu planlamış ve bunun için kolları sıvamıştı. İlk olarak çınar ağacının yaşaması için  mücadele eden herkesi bir araya getirmesi gerekiyordu. 19 Mayıs 1919’daa çınar ağacının kalbine giden bir yolla bunu başlattı. Çınar ağacının her bir dalının yaşaması için genci, yaşlısı, çoluğu, çocuğu, kadını  farklı yerlerde çırpınıyordu. Artık çınar ağacına yapılan saldırılar geri püskürtülüyor ve çok güzel zaferler kazanılıyordu.

Çınar ağacının yaşam mücadelesini başlatan genç subay durmadan çınar ağacının kalbine giden tüm yolları karış karış geziyor, taarruzlara katılıyor ve birlik ve beraberliği sağlıyordu. Nihayet tüm saldırılar durmuş, çınar ağacının yaşam mücadelesi zaferle sonuçlanmış ve düşmanlar denize dökülmüştü. Ama bu yeterli değildi, çınar ağacı bu şekilde yaşamaya devam edemezdi. Onun taze filizlere, yeni kana, nefes almaya, oksijene ihtiyacı vardı. Genç Subay bunları zaten çok önceden düşünmüş ve planlamıştı. 29 Ekim 1923’te çınar ağacının kalbine Ankara’ya gelerek dallarından yeni bir fidan dikti.

İşte, bu yeni fidanın adı “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” idi! Yeni çınar ağacı eskisinden farklı büyüyecekti, onun gölgesindeki herkes eşit haklara sahip olacaktı ve çınar ağacı her gün yeni filizler çıkarmaya başladı:

Bir gün yeni kıyafetler,
Bir gün yeni alfabe,
Bir gün seçme seçilme hakkı,
Bir gün yeni okullar,
Bir gün yeni kimlik ve soyadı

Eski çınar ağacının yeni filizleri artık çağdaş, uygar bir kimliğe bürünmüştü. Gölgesindeki insanlara yeni ufuklar açmıştı.

Eski bir çınar ağacının yıkılmasına müdahale edip yepyeni genç ve güçlü bir çınar ağacı yapan genç subayın bir tek ideali kalmıştı. Halkının mücadelesi, birlik ve beraberliği ile yeniden doğan çınar ağacının yıkılmaması,  ayakta kalması en büyük arzusuydu. Bunun için çınar ağacını gölgesindeki gençlere yani bizlere emanet ederek “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz. Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır!“ demiştir.

Arkadaşlarım, bugün dünyanın hayranlıkla bahsettiği eşsiz lider, ulu önerimiz, kurtuluş mücadelemizin sarı saçlı, mavi gözlü idealist geç subayının bize emaneti çınarımıza sahip çıkalım ve onu ilelebet yaşatalım.

ALKEV Özel Ortaokulu Öğrencimiz Mina Kaya 7B
“ATATÜRK VE CUMHURİYET” konulu kompozisyon yarışmasında birinciliği elde etmiştir.